6 Şubat tarihli depremlerinin üzerinden 2 yıl geçti. Depremlerin yıldönümünde Türkiye’nin altyapısı, imar bilançosu, afet yönetimi tartışılmaya devam ediyor. Kayalık alanlar dururken tarım arazilerinin, toprak zeminlerin imara açılması sonucu afetlerin oluştuğunu söyleyen uzmanlar, bu gerçeğin görmezden gelindiğini belirtiyor.
Depremlerden ders çıkarılmadığını söyleyen Akdeniz Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yasemin Leventeli, “Açık öğretim fakültelerinde okutulan ‘Afet Yönetimi 1’ adlı ders kitabında yazılanlar, deprem gerçeğini gizlemek adına utanç belgesidir” dedi.
![](https://neguzelhaber.com/wp-content/uploads/2025/02/doc-dr-leventeli-deprem-ders-kitaplarinda-bile-yanlis-anlatiliyor-0-1n3dLdrv.jpg)
‘İNSANLIĞA İHANET EDİLİYOR’
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Afet Koordinasyon Merkezi’nin (AKOM) 2006 tarihli bir raporuna dayanılarak, yanlış bilgiler aktarıldığını söyleyen Leventeli, “17 Ocak 1995 tarihinde meydana gelen Kobe depreminde ölenlerin yüzde 80’inin eski ahşap evlerde yaşadığı ve depremi takip eden büyük yangınlar sonucu yaşamlarını yitirdikleri söyleniyor. Bu tamamen gerçek dışı. Yani sorunun bakımsız-eski ahşap evler olduğu öne sürülerek insanlar yanıltılıyor. Üstelik fotoğraflarda tek bir ahşap yapı görünmüyor. Zaten ahşap evler yoktu ve deprem de şehir merkezinde değil, 50 kilometre batıda, kaya üzerindeki Tarumi kentinin deniz kıyısında oldu. Bu yanlış ya da çarpıtılmış bilginin hemen düzeltilmesi gerekir. Depremin kayada değil, ovada yıktığı gerçeği gizlenmeye çalışılıyor. Bu ülkemize değil, insanlığa ihanettir” dedi.
‘SADECE ULUSUMUZA DEĞİL, İNSANLIĞA BİR İHANET BELGESİ’
Deprem uzmanı Prof. Dr. İlyas Yılmazer ile inceledikleri ‘Afet Yönetim 1’ isimli ders kitabının 200’üncü sayfasında yer alan fotoğraflarda Kobe depreminde yıkılan yapıların göründüğünü, içlerinde bir tane bile ahşap yapı olmadığını vurgulayan Leventeli, “Çıldırmamak elde değil. Sadece ulusumuza değil, insanlığa bir ihanet belgesidir. Japon depremcileri, sözümüz ona teknoloji satmak için, Tarumi depremine Kobe depremi diyorlar. Ya bizimkilere ne oluyor? Yalanları ders kitabına koyanlara ne diyeceksiniz? Tarumi depremi de bitişiğindeki kayada olan tek bir yapıya dokunmazken 50 kilometre uzakta ovadaki yapıları yıkmıştır” diye konuştu.
‘HAVANDA SU DÖVÜYORUZ’
Deprem denilince akla hemen fay hatlarının geldiğini söyleyen Leventeli, “Faya yakınlık, odak noktasının derinliği gibi müdahale edemeyeceğimiz konular üzerinde konuşup duruyoruz, yani tam anlamıyla havanda su dövüyoruz. Ülkemizdeki fayları bilmeyen kalmadı. Buna itirazımız yok. Ancak konunun tam da bu noktada özünden koparıldığını görmek zor değil. Çünkü üzerinde durulması gereken asıl konu, deprem riski taşıyan alanlardır. Bunlar da başta verimli tarım alanları ve özellikle sulu ovalardır. Milyonda bir olasılıkla da bahçe tarımı için ileri derecede uygun olan yer kayması alanlarıdır” uyarısında bulundu.
‘BURALARI İMARA AÇMAK SUÇ’
Ekilip-biçilen tarım alanlarını, özellikle de akarsu yataklarını, kıyı ovalarını ve deltaları imara açmanın suç olduğunu belirten Leventeli şunları söyledi: “Bunun en güncel örneği, Kahramanmaraş depremidir. Depremin merkez üssü Çiğdemtepe ovasıdır. Bitişiğindeki Çiğdemtepe’yi değil, 200 kilometre uzaktaki Harran, Aşağı Amik gibi ovaları yıkmıştır. Çünkü deprem afetlerinin yüzde 80’inden fazlası sıvılaşmayla olur. Sıvılaşmanın oluşması için de toprak zemin, sığ yeraltı suyu ve deprem gereklidir. Bunlardan biri eksik olursa sıvılaşma olmaz. Dolayısıyla yapınız kayadaysa deprem sorunu yaşanmaz.”
More Stories
Bakan Tekin Suudi Arabistan’daki Türk Okulunu Ziyaret Etti
Doğanşehir Beyaza Büründü
Firari hükümlünün evi ile iş yeri arasına kazdığı tünel şok etti