Prof. Dr. Akman: Egzama artık modern yöntemlerle tedavi edilebilir bir hastalık

Egzama Artık Modern Yöntemlerle Tedavi Edilebilir Bir Hastalık

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi’nden Prof. Dr. Ayşe Akman, egzama hastalığının uygulanan modern tedavi yöntemleri ve ilaç desteği ile daha kolay kontrol altına alınabildiğini belirtti.

AÜ Tıp Fakültesi Dermatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ayşe Akman, egzama hastalığının artık daha kolay bulunan ilaçları sayesinde tedavisinin kolaylaştığını söyledi. Egzamanın deride kızarıklık ve sulanmayla seyreden bir rahatsızlık olduğunu belirten Prof. Dr. Akman, “Egzama, vücudun yabancı olarak algıladığı bir maddeye karşı verdiği reaksiyondur. Deri hastalıkları arasında en sık görülenlerdendir” dedi.

Egzamanın çeşitli şekillerde kendini gösterebileceğini ifade eden Prof. Dr. Akman, “Hastalık deride kızarıklık, kalınlaşma ve kepeklenme yapar. Bazen enfeksiyonlarla birlikte seyredebilir. Egzamanın türüne göre atopik dermatit veya kontakt egzama gibi ayrımlar yaparız. Bu ayrımlar tedavi sürecini doğrudan etkiler” diye konuştu.

“Yama testi gibi tanı yöntemleri kullanıyoruz”

Egzama teşhisinde öncelikle alerjik durumun belirlenmesi gerektiğine dikkati çeken Prof. Dr. Akman, “Alerjik olup olmadığını anlamak için yama testi gibi tanı yöntemleri kullanıyoruz. Hastalığı başka hastalıklardan ayırmak için mantar gibi deri hastalıklarından ayırmak adına kazıntı incelemesi, egzaması geçmezse biyopsi bile alabiliyoruz. Başka eşlik edecek alerjik hastalıkları araştırıyoruz. Bu tür kapsamlı değerlendirmeler, doğru tedavi planlaması açısından önemlidir” dedi.

“Stres ve çevresel faktörler tetikliyor”

Egzamanın oluşumunda birçok farklı etkenin rol oynayabileceğini belirten Prof. Dr. Akman, “Stres, soğuk veya sıcak hava, hayvan tüyleri, bitkilerin polenleri gibi uçuşan alerjenler ve giysiler hastalığı tetikleyebilir. Hastalarımıza öncelikle tetikleyici faktörlerden uzak durmalarını öneriyoruz” diye konuştu.

Egzamanın kontrol altına alınması için korunma yöntemlerine dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Akman, “Stresi azaltmak ve çevresel tetikleyicilerden uzaklaşmak çok önemli. Bariyer deri kremleri gibi derinin kalitesini artıran, güçlendiren nemlendiricilerle derinin kuruluğunu ve bariyer bozukluklarını gidermek hastalığın ilerlemesini önler” dedi.

“Tedavi süreçleri aksatılmamalı”

Egzamanın tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ayşe Akman, hastalara dermatoloji uzmanlarına başvurmalarını ve tedavi süreçlerini aksatmamalarını tavsiye etti. Prof. Dr. Akman, üniversitenin gelişmiş tedavi yöntemleriyle egzamaya geniş tedavi yöntemleri sunduğunu kaydetti. Egzama tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Akman, tüm modern tedavilere hastaların üniversite hastanesinde ulaşabileceğini belirtti.

“Tüm modern tedavilere hastalarımız erişebiliyor”

Tedavi sürecini aktaran Prof. Dr. Akman, şöyle konuştu:

“Öncelikle deri bariyerini onaran nemlendiriciler ve kızarıklığı gideren kremlerle tedaviye başlıyoruz. Eğer bu yeterli olmazsa, ağızdan alınan ilaçlar veya iğne tedavilerine geçiyoruz. Şu anda dünyada uygulanan tüm modern tedavilere hastalarımız erişebiliyor. Kortizon ve bağışıklığı düşüren ilaçlardan daha ön plana çıkan gelişmiş ilaçları hastalarımız kullanabiliyor. Bu ilaçlara devlet desteğiyle ulaşmak mümkün. Fakat bu tedaviler için üniversite veya eğitim kurumlarına başvurmak gerekiyor. Hastalığı şiddetli olanlar çalışmalara da katılabiliyor. Artık bu hastalık çözümsüz bir durum değil.”

Daha önce egzama hastalığı için tedaviye gelen bir hastasının bu durumu ‘haksızlık’ olarak nitelendirdiğini, artık uygulanan modern tedavi yöntemleri ve ilaç desteği ile bu durumun ortadan kalktığını aktaran Prof. Dr. Akman, “Bir hastam bu hastalık için ‘haksızlık’ yazmıştı duvara. Artık modern yöntemler ve ilaçlarla tedavi edilebilir bir hastalık” dedi.

“Geceleri kaşıntıdan uyanıyordum”

Egzama hastalığı için tedavi gören Arif Kara, hastalığın hayatını nasıl etkilediğini anlattı. Geceleri kaşıntıdan uyandığını aktaran Kara, “Egzama 3 yıl önce başladı. İlk başta kaşıntıyla kendini gösterdi, ardından sulu yaralar oluştu. Geceleri kaşıntıdan uyanıyordum ve bu durum bazen 1 saat kadar sürüyordu. Daha önce de tedaviye başladım, ancak hastalık birkaç kez tekrar etti. Şu an daha kapsamlı bir tedavi sürecindeyim. Burada yeni tedaviye başladık, iyi ilerliyor” diye konuştu. (DHA)


Anadolu insanının Osmanlı İmparatorluğu zamanında tanıştığı bale nedir?

Related Posts

Şifalı olduğuna inanılıyor, turistlerden yoğun ilgi görüyor: Uzmanlardan ‘şifalı su’ uyarısı!

Trabzon’da yerli ve yabancı turistler, halk arasında ‘şifalı su’, ağızda bıraktığı acı tat nedeniyle ‘acı su’ olarak da adlandırılan mineralli suların bulunduğu kaynaklara rağbet gösteriyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) Prof. Dr. Fatma Gültekin, su kaynaklarının analizleri yapılmadan kullanılmasının riskli olduğunu belirterek, “Su içerisinde fazla bulunan iyonlar, ağır metaller, çevredeki insani faaliyetler sonucu suya karışan zararlı parametrelerden dolayı da sağlık açısından sakınca yaratabilir” dedi.

Alışkanlıklar hayatımızdan çalıyor! Sadece dişi değil, kalbi de çürütüyor

Uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmek birçok insan için önemlidir. Günlük alışkanlıklar yaşlanma şeklimizde büyük rol oynar. Endişenin birikmesine izin vermek, diş ipi kullanmayı unutmak veya yalnız zaman geçirme planlarını atlamak küçük görünebilir ancak bunlar sessizce hayatınızdan çalıyor olabilir. Rutinlerinizi sağlıklı bir yaşam sürmek adına yeniden gözden geçirmelisiniz. Peki neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

Prof. Dr. Diken: Atardamarlarınız sağlıklı ise 90’lı yaşlarda bile efor kısıtlamanız olmaz

Prof. Dr. Diken: Atardamarlarınız sağlıklı ise 90’lı yaşlarda bile efor kısıtlamanız olmaz

Çocuklarda yazın sık görülen tehdit: Gastroenterit

Kahramanmaraş’ta görev yapan Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ali Rıza Namlı, yaz aylarında çocuklarda sıkça rastlanan gastroenterit vakalarına karşı aileleri uyardı. Özellikle bebekler ve bağışıklık sistemi zayıf çocuklar için tehlikeli olabilen bu hastalık, ciddi sıvı kaybına neden olabiliyor.

Bayram sofrası sağlığınızı bozmasın! Eti böyle tüketin: ‘Yağa yağ eklemeyin’

Kurban Bayramı’nda artan kırmızı et tüketimi sindirim problemlerinden kalp sağlığına kadar pek çok riski beraberinde getiriyor. Uzman Diyetisyen Elif Melek Avcı Dursun, sıcak havalarda etin doğru şekilde saklanması ve pişirilmesi gerektiğini vurgularken, özellikle kronik rahatsızlığı olan bireyleri her öğünde et tüketmemeleri konusunda uyarıyor.

Uzmanından bayramda kalp ritminizin bozulmaması için öneriler

Uzmanından bayramda kalp ritminizin bozulmaması için öneriler